ULUS “Bir başka” güzelleşecek şimdi!

28 Nisan 2018 Cumartesi
ULUS “Bir başka” güzelleşecek şimdi!


2004 Mart'ında yapılan yerel seçimler öncesinde, uçuşan projeler arasında bir duruş belirlemeye çalışan Mimarlar Odası, bütün adaylara eşit mesafede bakarken öncelikle Ankara'yı “Ankara” kılan değerlere yaklaşımları bir ölçü olarak saptamış ve olmazsa olmazları bu bağlamda belirlemiş idi.

Kemal Nalbant

2004 Mart'ında yapılan yerel seçimler öncesinde, uçuşan projeler arasında bir duruş belirlemeye çalışan Mimarlar Odası, bütün adaylara eşit mesafede bakarken öncelikle Ankara'yı “Ankara” kılan değerlere yaklaşımları bir ölçü olarak saptamış ve olmazsa olmazları bu bağlamda belirlemiş idi. Bu unsurların başında da Tarihi Kent Merkezi, Cumhuriyet Dönemi Ankara'sı ve yapıları geliyordu. Tabii şimdiki belediyenin hazırladığı “Zihni Sinir Projeleri” ve animasyonları da biraz şaka, biraz göz boyama, biraz bol keseden vaatler gibi algılanıyordu. Fakat aradan geçen 8-9 ayda, bunların “inanılacak gibi değil”, “herhalde şakadır”, “dehşet” nidaları arasında, her zamanki gibi kamuoyu yoklanarak/ denenerek hayata geçirilmesi için bazı kararların alınmakta olduğu görülmektedir.

Ayrıca yine bir vesile ile gündeme gelen tasarılar bir sis perdesi altında; kimin yaptığı/ yapacağı, nasıl bir proje olduğu, neyi içereceği, sıkça adı geçen Kültür Bakanlığı'nın bu işin neresinde olduğu, yürürlükteki onaylı planın yerine neyin önerildiği vb. daha birçok soruyu beraberinde taşımaktadır.

Kısaca medyadaki haberler şöyle; “Gökçek, Ankara Belediyesi'nin Ulus Binasını, Modern Çarşıyı, Perakende Haliyle Anafartalar Çarşısı arasında kalan bütün çarşıları kapsayan proje ile, bu çarşıların yerine modern bir Ulus çarşısı yapılacağını söyledi. (Bu Ulus çarşısı dev bir Ankara evi formunda olacak imiş.) “Birinci perde bununla açılmış iken, devamı geçen hafta geldi. İkinci perde şöyle başlıyordu; “A. B .Ş. Belediye Başkanı Melih Gökçek başkanlığında toplanan Belediye Meclisi, Ankara' nın tarihi dokusunu ön plana çıkarmak amacıyla Ulus'taki çarşıların yıkılmasını ve buralardaki esnafın da Ulus Hali, Modern Çarşı ve Tekel Gümrük Müsteşarlığı binalarının yıkılarak yerlerine yapılacak devasa Ulus Çarşısı'na taşınmasını kararlaştırdı. Konuya ilişkin meclis üyelerini bilgilendiren Gökçek, Ulus heykel etrafında bulunan 100. Yıl Çarşısı, Ulus İş hanı , Anafartalar Çarşısı ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü binasının yıkılarak , yeşil alana dönüştürüleceğini, böylelikle de Ankara'ya “Kent Meydanı'nı” kazandıracaklarını anlattı.”

Bu kadar yıkım kararının ardından bizi de sevindirebilecek bir haber vermeyi eksik bırakmıyor Belediye Spor'un Başkanı. “Gökçek Avrupa başkentlerinde belediye başkanlık binalarının genellikle tarihi yapılarda yer aldığına işaret ederek (Bu işaretin nasıl yapıldığını tam öğrenemedik), proje tamamlandıktan sonra Sümerbank Binası'nı alabildikleri takdirde Belediye Başkanlık makamını da buraya taşımayı düşündüğünü söyledi.” (Herhalde 'proje tamamlandıktan sonra' buraya geçeceğine göre, Sümerbank'ın penceresinden  o zaman tahminen % 90 oyla dördüncü kez gelmiş olacağı makamından- aşağıda biat halindeki Ankara halkına, mimarlara meydan nasıl yapılır, tarih nasıl hacamat edilir konularında bir kez daha ders vermiş olacağını anlatmayı düşünmektedir.

Evet, özellikle demiryolunun Ankara'ya girdiği 1892 tarihinin Ulus için önemini düşündüğümüzde, kentin kabaca bir asırlık hafızasının silinmesi gibi bir çaba ile (üstelik de tarihi dokuyu ön plana çıkarmak amacıyla) karşı karşıyayız. Yani 'yıkılacak' denilen binalar neler?

a) Ankara Eski Belediye Binası Yarışma Projesi, yıl; 1947, mimarı; belki de Türkiye' nin Carlo Scarpa'sı- Nezih Eldem, (sizce Tarım Orman Bakanlığı'ndan ya da Meclis Binası'ndan daha mı az değerli)
b) Ulus Meydanı İş Hanı Yarışma Projesi, yıl; 1954, mimarları; Orhan Bozkurt, Orhan Bolak, Gazanfer Beken, Ankara'da eşine az rastlanır ölçüde 'pure' modern ve kentsel ölçekte mikro çevresine bu kadar duyarlı kaç tane “kentsel bina” sayabilirsiniz?
c) Ankara Hali, yıl; 1937, mimarı; Robert Oerley, 1929 Tahtakale yangını sonrasında ortaya çıkan alana Jansen Planına uygun olarak yapılmış bir binadır.
d) Anafartalar Çarşısı Yarışma Projesi, yılı; 1967, mimarları; Ferzan Baydar, Affan Kırımlı, Tayfur Şahbaz Ankara'nın ilk yürüyen merdivenli süpermarketini (Gima) barındıran katıksız Miesvari modern bir yapı, biraz bakımsız o kadar.
e) 100. Yıl Çarşısı Yarışma Projesi, yıl; 1967, mimarları; Semra Dikel ve Orhan Dikel
f) Modern Çarşı Yarışma Projesi, yılı; 1967, mimarı; Rıza Aşkan. 24 Aralık 2003' te çıkan büyük bir yangın ile sadece taşıyıcı sistemi kaldı. Mülkiyeti valilikten satış yolu ile belediyeye geçti.

Tabii bütün bunlar son 50/ 60 yılın ürünleri, bu arada birçok 20. yüzyıl başı binalar da aynı biçimde tehlikede. Bilindiği üzere çağdaş koruma disiplini bu kadar çok katmanlı bir aglomerasyonun ürünü olan tarihi kent dokusunda her bir katmanın değerini ayrı ayrı gözetir. 4-11 Ekim Mimarlık Haftası'nda bölgede yapılan atölye çalışmasında dönemsellik/ spontane gelişim, yangın yerleri(harik mahalli), Girift/ karmaşık, tarihi merkez/odak, sürdürülebilir koruma vb. gibi anahtar kelimeler bu unsurlardan ötürü seçilmiş idi. 1986 yılında açılan Ulus Tarihi Kent Merkezi Yarışması Şartnamesi'nde “bütün dünyada geleneksel şehir merkezleri, toplumların mimari ve kültürel mirası olarak özenle korunmakta ve çağdaş yaşantıya uygun şekilde onarım, ıslah ve yenilemelerle kentlerin en ilgi çekici yerleri haline getirilmektedir.... Bu yarışmanın konusu; Ulus tarihi kent merkezi' nin, gelişme potansiyelleri göz önünde bulundurularak, korunması gerekli yapılar ile geleneksel üretim birimlerinin gelecekteki kullanım biçimlerini, modern kullanımlar ile bir arada değerlendirilerek çağdaş şehircilik, peyzaj ve restorasyon ilkeleri açısından gelecekteki şekillenmesini sağlayacak tasarımlar oluşturmaktır.” denmektedir. Bu yarışma sonucu birinci olan projenin müellifleri Raci Bademli, Baykan Günay, Ömer Kıral tarafından hazırlanan imar planı halen yürürlüktedir. Yukarıdaki gelişmeler onlardan bağımsız olagelmektedir.

Bütün bunların ardından ilk ağızda şunlar hemen söylenebilir;

Bölgenin yarışma ile elde edilmiş bir koruma imar planı var iken tarihi çekirdeğin bütünsel bir kentsel tasarımı yapılmadan girişilecek böylesi parçacıl yaklaşımlar ancak tahribat yaratacaktır.

Böyle tasarlanan (?) ya da ortaya atılan her yaklaşım, sadece bulunduğu yere ait (özellikle Modern Çarşı/Hal) önermelerde bulunmakta, bu durum zaten kangrenleşmiş olan Ulus'un sorunlarını giderek ağırlaştırmaktadır.

Bölgenin tarih içinde çok çeşitli dönemlere tekabül eden (özellikle 1930-1970) kültürel mimari mirası, bu biçim filsi tavırlarla camcı dükkanı ilişkisi yerine, bir dişçi hassasiyetini ve özenini hak etmektedir.

Mimarlar odası maalesef bütün yakın dönem mimari mirası üzerine bir kamuoyu/bilinç yaratamamıştır. Bu bağlamda Uluslararası 20. yüzyıl mimari mirasın korunması (Docomomo) Pojesi'ni bir kez daha vurgulayıp üzerine titremekte yarar vardır.

Bu bölgenin Ankara' da 30'lu yaşların üzerindeki herkes üzerinde öyle ya da böyle bir anı değeri vardır. Bu kadar çok yarışma projesi ile yapılmış yapısı var ise belge değeri de vardır.

1950'li yıllarda İstanbul'u güzelleştiren Menderes ve etrafındaki “mühendis gözlüklü adamların” ikinci kuşak daha islami versiyonlarının ( hızlı tren ve tüm ülkeyi saran bölünmüş yol projelerini hatırlayın) animasyonlarla başlayıp giderek yakınlaşan nal seslerine artık kulak vermek zamanı gelmiştir.

Sonuç olarak; söz konusu “Ulus'un Güzelleştirilmesi” Projeleri/ Fikirleri üzerine Mimarlar Odası ne yapsın dersiniz?

İlk olarak tepkilerimizi medya kanalıyla belirtiyoruz, yetmiyor yukarıda bahsedilen bütün yapıların tescil edilmesi için oluşturduğumuz çalışma grubu ile derhal Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na başvuruyoruz, yetmiyor bu hafıza silme operasyonuna karşı bir eylemler dizisini bir kampanya ile bütün kente halka halka yaymak istiyoruz. Ayrıca yukarıda da söylenildiği üzere, yakın dönem mimari mirasımız üzerine sürdürdüğümüz Bina Kimlikleri ve Koruma Alanları Atölyesi'ni kurumlaştırmak ve yaygınlaştırmak üzere katkılarınızı bekliyoruz. Ayrıca Halfeti gibi bir kültürel mirasa sahip yerden gelen, Ankara Belediye Spor Başkanı'na da teessüflerimizi bildiriyoruz. Çünkü Brezilyalılar iyi oynamıyor. Güzelleşelim beyler, hanımlar.

Kaynakhttp://www.mimarlarodasiankara.org/index.php?Did=1459 TMOBB Mimarlar Odası Ankara Şubesi