Simonoğlu - Milli Mensucat Fabrikası’ndan Adana’nın Yeni Müzesi’ne Şehrin İzleri 2. Bölüm

07 Eylül 2018 Cuma
Simonoğlu - Milli Mensucat Fabrikası’ndan Adana’nın Yeni Müzesi’ne Şehrin İzleri 2. Bölüm


Mimari öğe çeşitliliği sınırlı olan mekanlarda üretim amaçlı makineler çeşitlilik sunmaktadır. Ürünün türüne (iplik, kumaş) ve üretimin biçimine göre (buhar, sıcak hava üfleme, boyama, vb.) farklılaşan mekanik aksamın çoğu söküldüğü için bu amaçlı öğelere yönelik yapıdan gelen bilgi eksiktir.

Dr. Nimet ÖZGÖNÜL - Kemal NALBANT - Doğan Zilan ÖZCAN

Mimari öğe çeşitliliği sınırlı olan mekanlarda üretim amaçlı makineler çeşitlilik sunmaktadır. Ürünün türüne (iplik, kumaş) ve üretimin biçimine göre (buhar, sıcak hava üfleme, boyama, vb.) farklılaşan mekanik aksamın çoğu söküldüğü için bu amaçlı öğelere yönelik yapıdan gelen bilgi eksiktir. 

MÜZEYE DÖNÜŞÜMDE FABRİKA KİMLİĞİNİN KORUNMASINDA İLKELER, YAKLAŞIMLAR

Uygarlık tarihi M.Ö. 5000li yıllara uzanan Çukurova’nın merkezi olarak Adana’nın bugün sahip olduğu kültürel miras, bir yandan antik dönemleri, diğer yandan Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı Döneminin yapıtlarını kapsarken sunarken, Türkiye’nin yakın dönem modernleşme çizgisinin yapılarını da içine almaktadır. Milli Mensucat Fabrikası’nın içinde yer aldığı sanayi yapıları bu dönemin 19. Yüzyıl sonu, daha çok 20. Yüzyıl başının eserleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çukurova’nın verimkâr / mümbit coğrafyası, tarım için sunduğu olanaklar ile insanlığın yerleşik hayata geçişinin tarihi boyunca, yerleşim ve nüfusun bu bölgede yoğunlaşmasının ana sebebi olmuştur. Yılda çoğu zaman 3 kez hasadın yapıldığı Ova’nın sonsuz düzlüğünde 20 - 30 m yükseklikteki höyükler, buradaki yaşamın ilk prototiplerini oluşturmuştur.

Tarımla başlayan sonrasında sanayinin gelmesiyle değişime uğrayan Çukurova bölgesi, ülke ekonomi tarihinde çoğu zaman tarım ve sanayisi ile simgeleşmiştir. Bölgenin en önemli iki sektörü 19. yüzyıldan itibaren birbirinden beslenerek, birbirini etkileyerek, birbiri içinde var olarak bölgeyi ve dolayısı ile Adana’yı ülke ekonomisinin önemli metropol kentlerinden birisi durumuna getirmiştir. Bu birliktelik fiziksel çevreyi ve sosyal kültürel yapıyı da yoğurmuş, değiştirmiş ve dönüştürmüştür. Adana Müzesi kurgusu, arkeoloji - mozaik kısmı ile öncelikle yukarıdaki gibi başlayan antik dönemi
ele alırken, Çukurova tarımının ve bütün bölgedeki dönüşümlerin en önemli etmenlerinden olan sanayinin, kentin yakın tarihinin sahnesinde (arka planı içinde) aktarılmasını hedeflemektedir. Bir başka deyişle; aslında bir tür gizli aks/omurga oluşturacak olan Adana kentinin ve Seyhan Nehri’nin lineer yapısının kısmen kronolojik izleğinde, müze temaları nişlerinin konumlanması düşünülmüştür.

Çukurova bölgesini içeren fiziksel, sosyokültürel ve ekonomik araştırma verilerinin değerlendirilmesi sonucunda; Müze Kompleksinin geçmişten günümüze tarihsel sunumunda ve bunun mekânsal dağılımında sunum nesnelerinin niteliğine göre 2 etap halinde 3 ana bölüm tanımlanmıştır. Bu bölümler; 

3.Antikite sonrası dönemlerden (Bizans, Haçlılar, Küçük Ermenistan, Ramazanoğulları ve Osmanlı) oluşan, bölgeyi yakın geçmişe taşıyan bölgede bazı somut yapılı çevrelerin bulunduğu zaman çizelgesinin sunulduğu Arkeoloji Müzesi ile TSEK Müzesini bağlayan ZamanTüneli / Köprüsüdür.

• “Geçmişin belgeliği olarak geleceğe ışık tutacak Adana Müzesi Projesiyle; Endüstri mirasının giderek azalan önemli bir örneği olarak Adana Milli Mensucat Fabrikası’nın değerlerinin korunması, onarılarak kullanılması, Fabrika mekanlarına entegre olmuş yeni kütlelerle Adana'nın gündelik kentsel yaşam ile bütünleşmesi hedeflenmiştir.
• Parçaları ile birlikte içinde barındırdığı endüstriyel peyzaj içindeki kentsel kamusal mekânın, kent belleği üzerinden yaşayan bir Bölge Müzesi olarak 21. yüzyılın kültürel odağı geliştirme yaklaşımını tarihi, kültürel bir kamusal alan/mekânda sunan” üretme yaklaşımını benimsenmiştir.
• Aynı zamanda iktisadi ve toplumsal devamlık açısından, yaşamdan bağlarını kopartmadan, kentin, semtin (sanayi bölgesinin) özelliklerini dikkate alan, üretimin terk edilmiş olduğu alanda zamana bağlı mekanları, yaşamları, yaşanmışlıkları geçmişten günümüze saklamadan sunan, tüketmeden üreten, yıkmadan koruyan, özelleştirmeden toplumsallaştıran yaklaşım, projenin mekânsal, işlevsel kurgusunu oluşturmuştur.

Fabrikanın müzeye dönüşümünde;
Simonoğlu Fabrikası olarak başlayan, Adana Milli Mensucat Fabrikası’na dönüşen Fabrika kent ve ülke belleğinde yer almış bu yerleşkenin yeni işlevi Müze kullanımında kent kimliği ile bütünleşen isminin Müze ile birlikte kullanılması, somut olmayan bu değerin korunması, belleklerden silinmemesi yeni kullanımdaki ilk temel adım olmuştur. Bu genel yaklaşımla koruma prensipleri;
1. Kent belleğindeki yeri, ülke tarihindeki önemi açısından endüstri mirası olarak korunacak fabrikanın özgün işlevinin doğası gereği üretim alanları (iplik + dokuma), kazan ve buhar daireleri trafolar, idari birimler, su depoları, ambarlar gibi farklı mekan / yapılardan oluşan bütünlüğünün
gözetilmesi,
2. Alandaki yapılara zaman içinde çeşitli dönemlerde yapılmış olan müdahalelerin dönem eki niteliği taşıyanların muhdes / niteliksiz olanlardan ayrıştırılarak, yapının tarihi katmanlarının okunabilir biçimde onarımı,
3. Yapının 100 seneyi aşkın hayatının oluşturduğu her tür patinayı izleri mutlak bir şekilde korumak için çabalamak, (özellikle de tuğla duvarlar üzerinde)
4. Yapılara uygulanacak güçlendirme, sağlamlaştırma, dondurma ve benzeri konservasyon uygulamalarında mümkün olan en üst düzeyde minimum müdahale yapmak, uygulamaların çoğunlukla “geri dönebilir” (reversible) olmasını sağlamak,
5. Farklı özellikte mekanları içeren yapıların mekânsal özelliklerinin değerlendirilerek yeni işlevle birlikte yorumlanması; özellikle ışık kalitesinin çok yüksek olduğu üretim kısımlarının sergileme
alanları için biçilmiş kaftan değerlendirmesi ile küçük ama yüksek kule benzeri su deposu - trafo vb. özel yapıların hak ettiği hassas müdahalenin yeni kullanımda ve onarımda temel unsur olarak ele
alınması koruma’daki temel yaklaşımlardır.
Bilginin, bir anlamda depolandığı, yeni katılımlarla birikimin artacağı, bilginin ve eğitimin paylaşıldığı Adana Müzesi’nde; bu değerlerin gündelik yaşamın gerekleri olan restoran, kafe, alışveriş vb. alanlar ile laboratuvarları, sergi ve toplantı salonları gibi eğitim mekânları ile bütünleşmesiyle, yeni bir kültürel ve sosyal etkinlik merkezi olarak Adana’ya yenilik ve dinamizm
kazandırması hedeflenmiştir.
Bu genel yaklaşımla, Fabrikanın müze olarak kullanımında;
1. Fabrikanın gün boyu yaşayan bir müzeler bölgesi oluşturma fikri ön planda tutulmuş, dolayısıyla kamusal kullanımlara en üst düzeyde serbestçe açılması,
2. Müzenin nesneleri saklayan sergileyen kurumsal yapısı, alanın değişik noktalarında farklı sosyal ve eğitim faaliyetlerinin de yer alması yolu ile halka açık, bireylerin kaliteli ve keyifli zaman geçirdikleri mekânlar oluşturulması,
3. Kentin içinde bulunduğu coğrafyanın iklimsel verilerini de değerlendirerek; Müze Yerleşkesini gelecek için enerji sakınımlı yapılara dönüştürerek, 21. yüzyılın “sürdürülebilir üretim” fikrini devam
ettirmek ve yeni işlevin gereksinimlerini bağlamıyla bütünleştirerek bu alanda (Yeşil Bina olarak müze) ilk uygulamayı tarım ve sanayi kenti Adana’da başlatmak hedeflenmiştir. 

Yeni tasarımlarda;
Yerleşkenin yaklaşık yarısındaki (%55.40’ındaki) mevcut yapılar ve %44.60’ındaki açık alanlar dönüştürülerek kullanılmıştır. Bunun dışında kalan muhdes yapıların kaldırılması ile açılacak alanların bir kısmında, işlevin gerektirdiği fonksiyonlar için kısmi ek yapılar tasarlanmıştır. Söz konusu yeni yapıların tasarımında; “yerin / bölgenin özelliklerinden yola çıkan, bu kültürden kaynağını alan unsurların yeniden, yeni bir dille işlemesi ve konumlandığı bölgenin ruhu ile uygun olması amaçlanmıştır. İşlevin gerektirdiği ek yeni yapılarda;
1. Çağın malzeme ve teknolojisini kullanmak,
2. Geçmişin dinamik yapısını yeni unsurlarla yorumlamak,
3. Korunacak yapılarda güçlendirme amaçlı yapılan uygulamalarının geri dönüşebilir tavrının yerleşke bütününde yeni yapılarda da devamını sağlamak,
4. Geçmiş ile geleceği bağlayan özelliği dikkate alarak bu yapıların şeffaf olmasını sağlamak tasarımdaki temel girdilerdir.

2. Grup yapılar olarak tescillenen alan içindeki yapılar özellikleri açısından değerlendirildiğinde, alan içinde 660 sayılı ilke kararı çerçevesinde önem ve değerleri açısından farklı niteliklerde iki grup yapı tanımlanabilmektedir. Bunlardan birinci grup; “toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel ve estetik nitelikleriyle” diğer yapılardan ayrışan yapılar oluşturmaktadır. İkinci grup ise“fabrika kimliğine katkıda bulunan kültür varlığı niteliğinde alandaki yaşam biçimini yansıtan” yapılardır.

Proje bütününde, alanın koruma değer ve potansiyelleri ile sorunları değerlendirildiğinde; Fabrika konseptinin çekirdeği, üretimin ve yönetimin ana mekanlarını oluşturan, Etap II mekanları; yakın geçmişin belgelerinin, mekanda zaman ve üretimin dönemsel sunulduğu; tarım ve sanayi müzesi işlevlerine, sosyal yaşamın kültürel öğelerinin yorumlanarak sergilendiği antropolojik verilere, belleğinin bir parçası olan kent/etnografya müzesi ile kentin hala süregelen gündelik yaşamın parçası rekreasyon mekanlarına; ambar ve depoların tanımladığı Etap I;A ve B bölümleri ise mekanların anlamsal bütünün parçası olarak daha erken dönemin modern depoları olarak arkeoloji müzesine dönüştürülmüş; yerleşke bu dönüşümü ve içinde bulunduğu bölgenin yakın gelecekteki kapsamlı değişimi ile birlikte Adana kentinin de gelecekteki düzenleyicilerden biri olarak tasarlanmıştır.

Bu genel yaklaşımlar sonucu projenin alan ve yapı kullanımına yönelik müdahalelerinde yapılar; korunarak yeniden işlev verilecek tescilli yapılar (TY), ek yeni yapılar (YY) ve kaldırılacak yapılar (KY) olarak üç grupta; açık alanlar için ise iki grup genel müdahale kararları geliştirilmiştir. 

Kaynaklar:
MİYAR MİMARLIK, Adana Milli Mensucat Fabrikası – Adana Arkeoloji Müzesi Restorasyon Raporu 20.08.2014
MADRAN E., NALBANT K., ÖZGÖNÜL N., 2006, “Eskişehir, Kılıçoğlu Tuğla ve Kiremit Fabrikası”, Dosya 03, Endüstri Mirası, Mimarlar Odası Ankara Şube Yayını, Bülten, Kasım 2006, sf. 60-67.
VARLIK B., EMİROĞLU K., TÜRKOĞLU Ö. Adana Sanayi Tarihi, 2008 Adana Sanayi Odası yayını, Adana. sf.81-88
ÇELİK,B.,der., 2012, Adana’ya Kar Yağmış, Adana Üzerine Yazılar, İletişim Yayıncılık, İstanbul. Sf.301
KUBAN D. 24.07.2015 “İthal Sanayi Kenti İle İletişim Kenti Arasında Yolda Kaldık. “Cumhuriyet Bilim Teknoloji Eki
KÖKSAL, T. G., 1996, Haliç Tersaneleri’nin Tarihsel-Teknolojik Gelişim Süreci ve Koruma Önerileri, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Y. Lisans Tezi, İstanbul.
NALBANT K. 19-20 Kasım 2015 Kılıçoğlu ve Kartal Kiremit Fabrikaları Dolayısıyla Eskişehir’de Endüstri Mirasının ‘Anlaşılması’ Anadolu Üniversitesi Endüstri Mirasi Sempozyumu
SANER M. 2012, “Endüstri Mirası: Kavramlar, Kurumlar ve Türkiye`deki Yaklaşımlar”, Planlama Dergisi, Sayı: 2012,1-2, Şehir Plancıarı odası yayını, Ankara.
COSSONS, N., 1993, The BP Book of Industrial Archaeology, Londra

Web Kaynakları:
TICCIH, Endüstri Mirası Tüzüğü ve yeni kullanım örnekleri için;
www.mnactec.cat/ticcih
www.mnactec.cat/ticcih/industrial_heritage.htm
http://en.wikipedia.org/wiki/Nizhny_Tagil
Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen endüstri yapı/alanları için;
www.international.icomos.org/world_heritage

Kaynak : Güney Mimarlık Dergisi, Sayı : 23, Şubat 2017