Demiryolu Mirası - Korunması

12 Eylül 2018 Çarşamba
Demiryolu Mirası - Korunması


Tarihte etkisi bu kadar büyük olan buluş sayısı fazla değildir. Sanayi devriminin “parlak çocuğu” olarak ulaşım tarihinin önemli başlıklarından biri olmuş, ekonomi tarihini derinden etkilemiş, toplumları hem fiziksel hem de sosyal olarak birbirine bağlamış bir fenomendir demiryolu.

Emrah Köşkeroğlu, Mimar, Restorasyon Uzmanı, ODTÜ

Tarihte etkisi bu kadar büyük olan buluş sayısı fazla değildir. Sanayi devriminin “parlak çocuğu” olarak ulaşım tarihinin önemli başlıklarından biri olmuş, ekonomi tarihini derinden etkilemiş, toplumları hem fiziksel hem de sosyal olarak birbirine bağlamış bir fenomendir demiryolu.

Bildiğimiz anlamda demiryolu ulaşımının ortaya çıkışı, her ne kadar fikren çok daha önce gelişmiş olsa da, 1830'lara rastlar. İlk yolcu taşımacılığı İngiltere'de Liverpool ile Manchester arasında işleyen hatla başlar. Bu tarih aynı zamanda “Demiryolu Çağı”nın da başlangıcıdır. O zamana dek bu denli hızlı, ucuz ve zahmetsiz yolculuk etmemiş kitleler için her yer ulaşılabilir hale gelir. Demiryolu yalnızca işgücünün ulaşımını değil aynı zamanda yeni doğan endüstriye hammadde akışını da sağlar.

Artık toprakların tam anlamıyla fethedilmesi çok daha kolaydır. Amerika kıtasının yabanıl arazileri demiryolu ile “medeniyete” kavuşur. Hindistan örneğinde olduğu gibi sömürgelerin gerçek anlamda “ana kara”lara bağlanmasında demiryolunu görürüz.[1] Demiryolu 19.yy ortalarından sonra politik bir karakter kazanmıştır artık. Savaşlarla ele geçirilen toprakların demiryolu ile zenginlikleri sanayi merkezlerine taşınırken, zayıflayan imparatorluk ve ülkelerin kaynakları da Avrupalı emperyalist güçler tarafından kullanılabilir hale gelir. Gelişmenin ve medeniyetin en önemli göstergesi haline gelir demiryolu. İngiltere'de başlayan dalga kısa sürede Avrupa'nın tamamına, eş zamanlı olarak da Amerika'ya yayılır. 1850'de, Avrupa'da 23.088 km olan demiryolu ağı 1907'ye gelindiğinde 320.000 km'ye ulaşmıştır.[2] Başı çeken ülke İngiltere olmakla beraber, Fransa ve Almanya demiryolu inşasında ve bu teknolojinin diğer ülkelere ihracatında önemli yer edinirler. Bu inşa etme süreci bütün dünyada aralıksız devam eder; Asya kıtası Avrupa ve Amerika'nın demiryolu konusundaki başarılarına ancak 20 yüzyılın ikinci yarısında ulaşabilir. Demiryolu hanedanlığı II. Dünya Savaşı'nın ardından hırpalanma sürecine girse de 1974'te Japonya'da yapılan ilk hızlı tren Shinkansen ve 1980'lerde ortaya çıkan Fransız TGV (Train a Grand Vitesse - Hızlı Tren) ile tekrar başa güreşmeye başlar. Kendi içinde evrimleşen demiryolu artık çok daha hızlı ve güvenlidir. Ancak eski gücü ve ihtişamı azalmıştır.

Şehircilik ve mimarlık açısından ise demiryolu etkisi oldukça geniştir. Varolan şehirlerin gelişim süreci demiryolu hatları ile doğrudan bağlantılı hale gelir. Sanayileşmenin getirdiği sosyo-ekonomik koşullar ve nüfus artışı ile büyüyen şehirler yeni giriş kapıları olan demiryolu istasyonları etrafında gelişmeye başlar. Varolan yapım  teknikleri ve malzemelerle çözülemeyecek olan yeni yapı tiplerine demiryolu inşasında gelişmiş olan demir ve çelik endüstrisi yeni çözümler getirir. Endüstri devrimi binaları demir, çelik ve cam ile vücut bulur. Mimarlar ve mühendisler karşılarına çıkan yeni problemlerin üstesinden gelecek araçlara artık sahiptir; daha önce denenmemiş açıklıklar geçen ve daha önce denenmemiş yüksekliklere ulaşan binalar hızla inşa edilir. Devrim her alanda kendini hissettirir.[3]

Yazının Devamı İçin Tıklayın. 

Kaynak : TMOBB Dosya Dergisi